istanbul

istanbul

Teknik: Kullandığım teçhizat

(Bu yazı Pirekare'nin ilk günlerinde yazılmıştır. Yazının sonundaki eklemelerde güncel teçhizatımın bilgilerini bulabilirsiniz)

Pirekare'de Atina izlenimine kadar (bu izlenim dahil) yayınladığım bütün fotoğrafları Nikon D40 ile çektim. Nikon'un en ucuz, giriş seviyesi modeli olan ve artık üretilmeyen bu makine, bazı donanım fetişistlerinin düşüncesinin aksine bence çok iyi bir fotoğraf makinesidir.
D40 benim ilk DSLR makinem. DSLR, dijital refleks makinelerin kısaltması. Kompakt makineler ile de harikalar yaratabilmek mümkünse de bir DSLR işinizi çok daha kolaylaştırıyor. D40 gibi kullanımı kolay, öğrenmesi hızlı bir cihazla fotoğraf çekmek başlangıçta çok büyük bir avantaj. Pek çok hevesli amatör fotoğrafçı "ne kadar iyi bir makinem olursa eksiklerimi o kadar kapatır" düşüncesi ile büyük paralar verip, üst düzey makineler alıyor. Böyle makinelerin kişisel tercihlere göre temel ayarlarının yapılmasının bile çok karmaşık menülerle boğuşmak demek olduğunu farkedenler bir süre sonra pes edip herşeyi otomatik değerinde bırakıyor ve sonra da bu kadar para verip böyle bir makine aldım, neden iyi fotoğraf çekemiyorum diye mutsuz oluyor. Neyse, amacım fotoğrafçılık dersi vermek değil. Zaten böyle bir birikimim de yok. Sonuçta D40 ile çok güzel bir beraberlik yaşadım ve kendimce güzel fotoğraflar çektim.

Atina izlenimlerinin ertesindekiler bir sonraki makinem olan Nikon D5100'ün ürünü. D5100 giriş seviyesinin bir üst modeli. 
Yine öyle fiyakalı bir model değil ancak benim kullanım şeklim ve amacım için ideal. Demek istediğim, çok üst düzey bir makinem olsa bile fotoğraflarım şimdikilerden daha güzel olmazdı. Önemli olan vizörde gördüğünüzü ekrana veya kağıda nasıl yansıtmak istediğiniz. Bunun da ilk ve en önemli ayağı makinenizin kişisel tercihlerini sizi ifade edecek şekilde yapmanız. Tabii, sonraki aşama da bilgisayardaki fotoğraf programında yine kişisel tercihlerinize göre ışık ayarlarını gerçekleştirmeniz. Ben "fotoşoplamak" denilen manipülasyon tekniğini uygulamıyorum. Fotoğraflarımın hepsi sadece ışık/kontrast/renk ayarları ile sonuçlandırılmış "dokunulmamış" fotoğraflar. Yani hilesizler. Bunun tek istisnası zaman zaman uyguladığım perspektif düzeltmesi. Perspektif düzeltmeli bir objektifim olmadığından (bu objektifler çok yüksek fiyatla satılıyor, ayrıca kullanımları da benim gibi bir amatör için hiç pratik değil) bu yöntemi kullanıyorum ve bunu "hile" olarak görmüyorum, çünkü fotoğrafa bakanı kandıracak bir durum söz konusu değil.

Makinenizdeki ve bilgisayardaki ışık ayarlarının doğru yapılması sonucu nasıl etkiliyor bir örnek ile göstereyim.

Aşağıdaki resmi Nikon D5100 ile çektim. Ayarlar otomatikte, sonradan da herhangi bir ışık düzeltmesi uygulanmamış.


Hava bulutlu olduğundan düşük kontrastlı, heyecansız bir resim. Vapurun beyaz rengi griye çalmış, herşey zevksiz. İşin tamamını bu güzel makineye bırakırsanız elde edeceğiniz sonuç budur.

Bu resmi ise yukarıdakinin hemen arkasından çektim. D5100'ün doygunluk, beyaz dengesi, keskinlik gibi tercihleri değiştirilerek kişisel zevkime ve ortama göre ayarlanmış. İlaveten, bilgisayarda hafif bir ışık/kontrast düzeltmesi ve resmin boyutunu küçülttüğüm için keskinlik ayarı yaptım. Kapalı havanın etkisi yine bariz ancak canlanmış bir fotoğraf var karşımızda.


Sonuçta, fotoğrafı makine değil makineyi elinde tutan çekiyor. Cihazın teknik özelliklerine hakim olabilmek istediğiniz gibi bir fotoğraf çekmek için mutlak ön koşul. Ancak iyi fotoğrafın hikayesi asıl bundan sonra başlıyor. Çok iyi bir fotoğraf makinesinin tek önemli avantajı iyi fotoğrafa giden yolda işinizi kolaylaştırmak olacaktır.

Bir de kullandığım objektifi belirteyim. Seyahat amaçlı fotoğraflar için kullandığım tek objektif Nikon 18-200 VR. 
Çanta dolusu makine ve objektif taşıyanlardan değilim yani. Tripod da kesinlikle kullanmıyorum. Gece fotoğraflarım bile tripodsuzdur. 

Fazlalık taşımayı sevmediğim için koruyucu objektif kapağını dahi yanımda bulundurmam. Onun yerine objektifimde sürekli takılı duran bir UV filtresi mevcuttur. 

Dairesel polarize filtre gündüz manzara fotoğrafları için elimin altındadır.

Fotoğrafları daima JPG olarak kaydediyorum, RAW tercih ettiğim bir format değil. D40 ile 6 MP, D5100 ile 9 MP boyutunda çekiyorum.

Hepsi bu.

Not: D40, D5100 ve 18-200 VR fotoğrafları Nikon web sitesinden alınmıştır.

Güncelleme: Nikon D5100'den çok memnun olmama ve zaman içinde iyice alışıp yeteneklerini ve sınırlarını öğrenmeme rağmen hem makinenin hem de kullandığım objektifin boyutları bazen sıkıntı yaratıyor. Özellikle iş amaçlı gezilerimde koca makineyi her istediğimde yanımda bulunduramıyorum. Bu nedenle, sürekli elimin altında olabilecek, küçük ama alıştığım yeteneklerde ikinci bir fotoğraf makinesi almaya karar verdim. 

Bir süre araştırdıktan sonra Olympus xz-2 seçimim oldu. 
olympus xz-2
Daha önce hiç Olympus makinem olmamıştı. Alışmak biraz zaman alacak gibi görünüyor ancak bu boyda bir makina için oldukça iyi sonuçlar aldım diyebilirim. Bir süre denedikten sonra daha detaylı bir yazı ile özelliklerini, beğendiğim ve beğenmediğim yönlerini inceleme: olympus xz-2 sayfasında yazacağım, yazdım.



Güncelleme: Kendimce radikal bir karar alarak DSLR sisteminden aynasız (mirrorless) M4/3 sistemine yöneldim. Bu dönüşümde en belirgin sebep boyut ve ağırlığı azaltma isteğim oldu. 

Artık bir Olympus OM-D E-M5 sahibiyim. Küçük xz-2'den sonra bu makinede de aynı markayı seçtim. Halbuki geçen seneye kadar hiç ilgilenmediğim bir isimdi Olympus. Ön yargılı olmamak lazımmış.
Karmaşık isimli bu makine ile ilgili izlenimlerimi inceleme: olympus om-d e-m5 sayfasında aktardım. Bakalım zaman içinde Nikon'umun yerini doldurabilecek mi?

M5'de standart objektif olarak Panasonic 14-140 f:3.5-5.6 kullanıyorum. Nikon DX sistemimde kullandığım 18-200 VR'nin aynasız M4/3 sistemindeki yaklaşık karşılığı bu oluyor.


Objektif ile ilgili izlenimlerimi bu sayfada bulabilirsiniz. Netlik iyi, netleme hızı çok yüksek ancak bir miktar mor saçaklanma mevcut.



Güncelleme: OM-D E-M5 makinemi yeni modeli ile değiştirdim. Zaten oldukça iyi bir makine olan M5, fotoğrafçının işini kolaylaştıran yeni özellikler kazanmış. Artık aynasız M4/3 sistemini iyice benimsedim.
E-M5 mark II olarak adlandırılan bu model, önceki ile büyük benzerlik gösteriyor. İyileştirmeler genellikle başarılı. İzlenimlerimi burada paylaştım.

Not: XZ-2 ve OM-D E-M5 fotoğrafları Olympus, 14-140 fotoğrafı Panasonic web sitesinden alınmıştır.